Yapýlan çalýþmada, metan yakýlan çift yakýtlý bir motorda piston geometrisi ve yanma süreci parametrelerinin motor performansýna etkileri incelenmiþtir. Bu amaç doðrultusunda üç boyutlu hesaplamalý akýþkanlar dinamiði temelli motor modellemesi, Deney Tasarýmý metodu ve Kriging metamodelleme ile birleþtirildi. Sýkýþtýrmalý ateþlemeli motorunun modellenmesinde AVL Fire HAD yazýlýmý kullanýlmýþtýr. Deney Tasarýmý metodu olan Latin Hiperküp Örnekleme vasýtasýyla 6 boyutlu parametre uzayýnda verimli örneklem noktalarý belirlendi. Kriging yöntemiyle, piston geometrisi ve yanma süreci parametrelerinin motor performansýna etkisini açýklayan yeterli tahmin bilgileri elde edildi. Önerilen vekil modelin literatürde diðer yaklaþýmlarla uyumlu sonuçlar verdiði belirlenmiþtir. Ayrýca bu çalýþmanýn sonuçlarýnýn, performansýn artýrýlmasýyla ilgili metan yakýtlý sýkýþtýrmalý ateþlemeli motor çalýþmalarýna katkýsý olacaðý deðerlendirilmektedir.

In this study, the effects of piston geometry and combustion process parameters on the performance of methane burned dual fuel engines were investigated. For this purpose, three-dimensional computational fluid dynamics-based simulation modelling is combined with method of Design of Experiments (DOE) and Kriging metamodeling. AVL Fire 3-D CFD software was used in the modelling of dual fuel engine. Through the DOE method of Latin Hypercube Sampling efficient sampling points were determined in 6 dimentional parameter space. By Kriging metamodel, sufficient prediction results were obtained about the effect of piston geometry and combustion process parameters on engine performance. It has been found out that the proposed surrogate model is consistent with other approaches in the literature. Furthermore, it has been speculated that the results of this study will contribute to methane fuelled compression ignition engine studies related to performance enhancement.

Karýþýk deniz durumlarýnda bir gemi formunun düþey ivmelenmelerin kontrol edilebilmesi denizcilik açýsýndan önemli ve güncel bir konudur. Bu çalýþmada, seçilen bir yolcu gemisinin baþ kýsmýnda bulunan yolcular için, baþtan gelen düzenli dalgalar senaryosu incelenmiþ ve hesaplanan düþey ivme deðerlerinin belirli bir üst limitin altýnda kalmasýný garanti edecek bir kontrolör tasarýmý gerçekleþtirilmiþtir. Karýþýk deniz için gemi hareketleri hesaplamalarý Lineer Süperpozisyon tekniði ile gerçekleþtirilmiþtir. Dalýp-çýkma ve baþ-kýç vurma hareketlerinin birleþik olarak düþünüldüðü iki serbestlik dereceli lineer bir matematiksel model kullanýlmýþtýr. Operasyon anýnda, geminin tüm durum deðiþkenlerinin ölçülmesi pratikte uygun olmadýðýndan, bu çalýþmada, kolayca ölçüm alýnabilen durum deðiþkenlerinin kullanýldýðý statik çýkýþ geri-beslemeli kontrolör bozucu dalga etkisinde modellenen geminin düþey ivmelerinin azaltýlmasý için tasarlanmýþtýr. Çalýþmanýn sonunda, önerilen kontrol yaklaþýmýnýn etkinliðinin gösterilmesi için nümerik benzetim çalýþmalarý yapýlmýþtýr.

Being able to control vertical accelerations of a ship form in irregular seas is an important and current issue in terms of maritime. In this study, head waves scenario has been investigated for the passengers sitting at the bow part of the ship and a controller design has been implemented to guarantee that the calculated vertical acceleration values are below an upper limit. Ship motion calculations in irregular seas have been examined by using the Linear Superposition Principle. A linear mathematical model has been used to simulate 2-DOF coupled heave and pitch motions. In this study, considering that state variables for a ship in operation are not measurement available in practice, a static output feedback controller which uses easily measurable state variables are designed to mitigate the vertical accelerations of modeled disturbance waves induced ship. Finally, numerical simulation studies have been done to illustrate the effectiveness of the proposed control approach.

Bu araþtýrmanýn amacý, Ýzmir bölgesinde istihdam eden balýkçý sýnýfý gemi adamlarýnýn tükenmiþlik düzeylerinin ortaya konulmasýdýr. Araþtýrmanýn örneklemini Ýzmir ilinde bulunan balýkçý barýnaklarýndaki balýkçý sýnýfý gemi adamlarý oluþturmaktadýr. Bu kapsamda Ýzmir ilinde balýkçý barýnaklarýnda balýkçýlýk faaliyetlerini sürdüren balýkçý sýnýfý gemi adamlarýna yüz yüze anket yöntemi uygulanmýþtýr. Bu araþtýrmada balýkçý sýnýfý gemiadamlarýnýn tükenmiþlik alt boyutlarýndan duygusal tükenme ve duyarsýzlaþma alt boyutunda orta düzeyde tükenme yaþadýklarý fakat yüksek düzeyde kiþisel baþarýsýzlýk hissettikleri gözlemlenmiþtir. Yapýlan yazýn taramasýnda ise balýkçý sýnýfý gemiadamlarýnýn tükenmiþlik düzeylerinin belirlenmesine yönelik bir araþtýrmanýn olmadýðý gözlemlenmiþtir. Bu açýdan deðerlendirildiðinde; balýkçý sýnýfý gemiadamlarýnýn tükenmiþlik düzeylerinin belirlenmesine yönelik yapýlan bu araþtýrma literatürdeki bu boþluðun doldurulmasýna katký saðlamasý bakýmýndan önem arz etmektedir.

The aim of this research is to execute the burnout levels of fishing vessel seafarers employed in Izmir. The sample of the study is the fishing vessel seafarers. In this context, a face-to-face questionnaire method was applied to seafarers of fishing who keep fishing activities in fishermen's shelters in Izmir. In this study, it was observed that fishing vessel seafarers experienced moderate level of emotional exhaustion and depersonalization sub-dimension but felt a high level of personal failure. When the literature review was done, it was observed that there was no research on the determination of the burnout levels of fishing vessel seafarers. When evaluated in this respect, this study is aimed to determine the burnout levels of fishing vessel seafarers and this literature is important in terms of contributing to filling this gap.

Denizaltýlar bir donanma için olmazsa olmaz unsurlar olup, savaþ durumlarýnda savaþýn kaderini tayin eden kritik sualtý araçlarýdýr. Geçen yüzyýlda tezahür eden iki dünya savaþýnýn tarihi incelendiðinde, taraflarýn sahip olduklarý deniz teknolojileri arasýndaki küçük farklar savaþýn kaderini tayin etmiþtir. Bu denli küçük teknolojik farklar dahi savaþlarda büyük getiriler saðlayabildiðinden, gemilerin öndizayn aþamasýnda yapýlan çalýþmalar oldukça önem kazanmaktadýr. Denizaltý dizayný teknolojik ve hidrodinamik açýdan iyi bir þekilde yapýldýðýnda, düþük direnç ve yüksek hýz deðerlerine ulaþýlabilmekte ve bu durum da denizaltýlarý çok daha etkili konumlara getirebilmektedir. Denizaltý formlarýnýn geliþimi tipik bir hal almýþ, paralel orta gövdenin baþýnda ve kýçýnda yumuþak geçiþlere sahip kývrýmlardan oluþmaktadýr. Bu çalýþmada takýntýsýz denizaltý gövdesi etrafýndaki hidrodinamik özelliklerin incelenmesi adýna, farklý
geniþlik-derinlik (B/D), geniþlik-boy (B/L) ve ön gövde boyu-toplam boy (Lf /L) oranlarýna sahip üç farklý takýntýsýz denizaltý gövde grubu oluþturulmuþtur. Oluþturulan bu denizaltý gövde gruplarýnýn hidrodinamik analizlerinin yapýlmasý için RANS tabanlý ticari bir hesaplamalý akýþkanlar dinamiði kodu kullanýlmýþtýr. Ticari kod ilk önce, literatürde deney sonuçlarý bulunan bir geometri üzerinde denenmiþtir. Uygulanan HAD tekniðinin deney sonuçlarýyla uyumu gözlemlendikten sonra, çalýþma kapsamýnda incelenmek istenen denizaltý gruplarý benzer sayýsal yapý kullanýlarak analiz edilmiþ ve farklý formlarýn toplam direnç üzerindeki etkileri incelenmiþtir.

Submarines which can change the direction of a war are unique units of a navy. Even little differences in naval technology between the sides provided great advantages to the superior side during the World War II. As small techological differences can have big advantages, the design stage of such critical watercrafts are of great significance. If the design stage of a submarine is successfully fulfilled in terms of hydrodynamic and technological aspects, low resistance at high velocities are achieavable, which makes submarines more effective. Submarine hull have conventional form types; parallel middle body, fore and aft body having smooth curves. In the present study, in order to get a better understanding of hydrodynamic characteristics of these watercrafts, 3 groups of bare hull submarine models which consist of different breadth to depth (B/D), breadth to length (B/L) and fore length to total length (Lf /L) ratios are created. For the numerical simulations of the model groups, a commercial RANSE based computational fluid dynamics code is used. The CFD methodology is first validated on a well known geometry whose experimental results may be found in the open literature. After the validation of the CFD method, the flow around all the submarine models are simulated using similar numerical techniques and the effects of different form parameters on the total resistance are presented.

Toplu deniz taþýmacýlýðýnda artan talep ve sefer çeþitliliði neticesinde, yolcu gemilerinde daha kalabalýk insan gruplarý bir arada bulunur hale gelmektedir. Denizcilikte acil durum tahliye operasyonunun etkin planlama ile gerçekleþtirilmesi, gemilerdeki yolcular ve mürettebat için hayati öneme sahiptir. Bu makalenin amacý, gemideki yolcu faktörleri ve makine dairesi kaynaklý yangýnlarý içeren olasý senaryolarý
deðerlendirerek, tahliye operasyonunun hýzlý ve emniyetli bir þekilde gerçekleþtirilmesine katký saðlamaktýr. Bu çerçevede, yolcu rotalamasýný da içeren bütünsel bir yöntem geliþtirilerek, literatüre katký saðlanmýþtýr. Çalýþmada geliþtirilen yöntem kapsamýnda yolcularýn demografik ve fiziksel özellikleri ile ilgili bilgi anket ile elde edilmiþtir. Daha sonra, makine dairesi yangýný koþullarýnda gemi acil durum tahliye operasyonu benzetimi (simülasyonu) “Maritime EXODUS V5.1” ve “SMARTFIRE V4.3” yazýlýmlarý ile yapýlmýþtýr. Benzetim sonuçlarýnýn istatistiksel analizi gerçekleþtirilerek, tahliye faktörlerinin etkileri saptanmýþtýr. Geliþtirilen yöntem, bir hýzlý feribotta gerçek iþletim þartlarý dikkate alýnarak uygulanmýþtýr. Uygulama sonuçlarý, önerilen rotalama sistematiðinin etkinliðini göstermiþtir.

More crowded groups of people gathers in passenger ships as a result of increasing demand and variety of navigation. Supporting marine emergency evacuation via effective planning has a vital importance for passengers and crew. The objective of the study is to provide contribution for performing evacuation in a safe and fast manner by means of evaluating scenarios including different passenger factors and engine room sourced fires. Within this framework, this study adds value to the relevant literature by proposing a holistic methodology including a novel passenger routing systematic. Within this methodology, information about demographic and physical attributes of passengers was obtained by means of questionnaire. Then, the simulation of ship emergency evacuation under engine room fire conditions was performed via Maritime EXODUS V5.1 and SMARTFIRE V4.3. The effects of evacuation factors were determined by making statistical analysis on simulation results. The methodology is applied at a ferryboat via the consideration of real life working conditions. The results demonstrate the effectiveness of the proposed routing systematic.

Bu makalede tipik bir dökme yük gemisi için deðiþik deniz durumlarýnda karþýlaþýlabilecek dalga eðilme momentleri hesaplanmakta ve IACS tarafýndan önerilen deðerler ile karþýlaþtýrýlmaktadýr. Dalga eðilme momentlerinin hesabýnda öncelikle düzenli dalgalar içindeki dalga eðilme momentleri dilim teorisine dayalý bir yazýlým ile hesaplanmaktadýr. Bu teorinin lineer olmasýndan kaynaklanan sarkma/çökme düzeltmeleri için yarý-ampirik yöntemler kullanýlmaktadýr. Düzenli dalgalarda hesaplanan dalga eðilme momenti transfer fonksiyonlarý lineer süperpozisyon prensibi çerçevesinde uygun dalga spektrumlarý ile birleþtirilerek kýsa süreli karýþýk deniz durumlarýndaki dalga eðilme momenti deðerleri hesaplanmaktadýr. Uzun süreli dalga eðilme momentleri için geminin seyir yapacaðý deniz sahasýna iliþkin dalga
istatistiklerinden yararlanýlmakta ve geminin ömrü boyunca karþýlaþmasý beklenen en yüksek dalga eðilme momenti deðeri belirlenmektedir. Bu þekilde hesaplanan dalga eðilme momenti deðerleri IACS tarafýndan önerilen deðerler ile karþýlaþtýrýlmaktadýr.

In this article, wave bending moments which can be encountered in different wave conditions are calculated for a typical bulk carrier and compared with the values recommended by IACS. First, wave bending moments in regular waves are calculated by software based on strip theory. Semi-empirical methods are used for hog / sag correction due to the linearity of this theory. Wave bending moment transfer functions calculated at regular waves are combined with appropriate wave spectra in the context of linear superposition principle to calculate wave bending moment values in short term sea conditions. For long-term wave bending moments, the wave statistics for the sea area in which the ship will operate are utilized and the highest wave bending moment value expected to meet the ship's life is determined. The wave bending moment values calculated in this way are compared with the values recommended by IACS.

Petrol ve kimyasal tankerlerde gerçekleþtirilen tehlikeli yük operasyonlarýnýn emniyet ve risk deðerlendirmesi, bu operasyonlar sýrasýnda meydana gelecek kazalarýn önlenmesi için gerekli bir süreçtir. Yangýn ve patlama, tanker operasyonlarýnda karþýlaþýlan baþlýca kaza tiplerindendir. Bu çalýþmada bulanýk bayes aðlarý yaklaþýmý ile tanker operasyonlarýndan tank temizleme sürecinde meydana gelebilecek yangýn ve patlama kazasý nedenleri arasýndaki olasýlýksal iliþkiler için bir model oluþturulmuþtur. Çalýþma ana olarak iki aþamadan oluþmaktadýr. Ýlk olarak, problemin konusu olan ve bayes aðlarýnýn grafiksel yapýsýný oluþturan deðiþkenler belirlenmiþtir. Daha sonra ise bu deðiþkenler arasýndaki iliþkilerin koþullu olasýlýklarýnýn belirlenmesi sürecinde kaza raporlarýna iliþkin istatistiki verilerin yeterli olmamasýndan dolayý uzman görüþlerine baþvurulmuþtur. Olasýlýklarýn ortaya çýkarýlmasýnda, bulanýk üyelik fonksiyonlarý belirlenmiþ sözel deðiþkenler kullanýlmýþtýr. Duyarlýlýk testi ile elde edilen çalýþmanýn bulgularýnda, tank temizleme sürecinde yangýn ve patlamaya sebep olacak en önemli nedenler olarak ateþleme kaynaklarý, reaksiyon ve emniyet kültürünün olduðu belirlenmiþtir.

The safety and risk assessment of dangerous cargo operations in oil and chemical tankers is a necessary process to prevent possible accidents during these operations. Fire and explosion are the major accidents encountered in tanker operations. In this study, a model was constructed through the Fuzzy Bayes Network Method for the probabilistic relationships between the causes of fire and explosion accidents that could occur during the tank cleaning process. The study is composed of two stages. Firstly, the variables that are the subject of the problem and that constitute the graphical structure of the Bayes Networks are identified. Then, expert opinion was sought as the statistical data on accident reports were not recorded properly while identifying the conditional probability of the relationships between the variables. Linguistic variables whose fuzzy membership functions were identified were used in detecting the probabilities. The findings of the sensitivity test revealed that the major reasons that could lead to fire and explosion during the tank cleaning process are ignition sources, reaction and safety culture.

Denizyolu tehlikeli sývý dökme yük taþýmacýlýðý, taþýnan yüklerin yüksek özen gösterilmesi gereken yükler olmasýndan dolayý birçok düzenlemeyle kontrol edilen ve yönetilen bir faaliyettir. Denizyoluyla çeþitli þekillerde taþýnan tehlikeli sývý dökme yüklerin kimyasal tankerler veya tank konteynerler vasýtasýyla taþýnmasý bu þekillerin en yaygýn olan iki tanesidir. Kimyasal madde ticaretinde bulunan firmalarýn bazýlarý yüklerini kimyasal tankerlerle, bazýlarý tank konteynerlerle taþýma yolunu seçerken bazýlarý ise bu iki taþýma þeklini de kullanmaktadýr. Bu noktada sözü edilen iki taþýma þeklinin seçimine etki eden faktörler ve bu faktörlerin seçime ne derecede etki ettikleri merak edilmektedir.
Bu çalýþmada, üretim veya ticaret için kimyasal madde ithalatý yapan Türk kimya iþletmelerinin kimyasal tanker veya tank konteyner seçeneklerini tercih etmelerine etki eden faktörlerin neler olduklarý literatür taramasý yapýlarak tespit edilmiþtir. Tespit edilen bu faktörlerin önem derecelerinin ve alternatiflerin seçimi üzerine olan etkilerinin belirlenebilmesi için Analitik Hiyerarþi Prosesi (AHP) yöntemi kapsamýnda oluþturulan anket 30 kimya grubu þirketinin ithalat departmanýna yöneltilmiþtir. Sonuçta faktörlerin etki derecelerine göre kimyasal tankerin tank konteynere göre %62,5 oranýnda daha tercih edilebilir olduðu görülmüþtür.

Dangerous liquid bulk cargo transportation by sea is a controlled and managed operation through a lot of regulations due to transported cargoes involved which require a high level of attention. Chemical tankers and tank containers are two of the most common transportation ways of transporting dangerous liquid bulk cargoes by sea. While some of the liquid bulk chemical traders transport their cargoes either in chemical tankers or tank containers, the others use both of them. At this point, the factors which affect the choice of mentioned transportation ways and their levels of effects on selection are of great importance and need to be thoroughly studied.
In this study, the factors that affect the selection of chemical tankers or tank containers by Turkish chemical companies are determined through a comprehensive literature review. In order to determine to what extent these factors are important and their effects on alternatives, a questionnaire prepared in compliance with AHP method was conducted through the import departments of 30 Turkish chemical companies. As a result, when the effect degrees of the factors were evaluated, it has seen that the chemical tankers are 62.5 % more preferable than the tank containers.